Yazar Tuğba Cüez Gündoğan ile Röportaj
1) Yazmaya başlama hikâyenizi anlatır
mısınız? Niçin yazmaya karar verdiniz?
- Ortaokul yıllarında şiir ve günlük yazmaya başladım.
Kitap yapmak hep hayalimdi. Uzun vadeli planlarımın arasında bir gün kitap yazmakta
vardı. Açıkçası her zaman planlı birisi olmuşumdur. Yazmaya başladıktan sonra
kendimi durduramayacağımı bildiğim için doğru zamanı bekledim. Çünkü sözel
ifadeden ziyade kelimeleri yazarak kullanmayı daha çok sevdim hep. Genellikle
rahat konuşan birisi olamadım. İçine kapanık bir çocukluk geçirdim. Hep içimden
konuşur, kendimle kavga eder, olayları yorumlardım. O zamanlarda bile
karakterlerin yaşamlarının, söylemlerinin benim elimde olması fikri hoşuma
gidiyordu. Doğru zaman olduğunu hissettiğimde de yazmaya başladım.
2) Yazmak mı daha zor yayınlamak mı daha
zor?
- Kesinlikle yayınlamak daha zor. İlk kitabımı yayınlamak istediğimde büyük yayınevlerine mail ile başvurmuştum. Olumsuz cevaplar almak hoşuma gitmedi. Sonra yayınevlerinin daha çok ticari bir kaygıdan dolayı sosyal çevresi ve hazırda okuyucusunun çok olduğuna inandıkları yazarların eserlerine öncelik verdiğini gördüm. Bu nedenle kendi imkânlarımla hayallerimin beşinde yürümeye başladım. İlk kitabımdan sonra da bu yolda devam ettim. Tabii ki kolay bir durum değil. Ama bu çabaya değdiğini düşünüyorum.
Yazmak, Kendime Güvenmemi Sağladı
3) Yazmak, size neler kazandırdı?
- En başta kendime güvenimi kazandım. Bunun sebebi
olarak “Yazar” kimliğini kazandığımı düşündüğüm için değil, bir hayalimi daha
hayata geçirmenin mutluluğundan olduğunu söyleyebilirim. Ardından her yazdığım
kitapla kalemimin gelişmesini, hayatta daha huzurlu olmayı, sorunları daha az
düşünmeyi, olayları daha farklı açılardan görme becerisi kazandığımı
söyleyebilirim.
4) Yazmanızda etkili olan kişiler var mı?
Varsa kimler?
- Çocukluğumda yazmaya
yaşadığım olaylar beni teşvik etmişti. Yetişkinliğimde roman yazmaya da
arkadaşlarım beni teşvik etti. Hatta geçenlerde en büyük destekçim, kitabımı
ilk okuyan arkadaşım, can dostumu kaybettim. Bundan sonraki kitaplarımda hep
ismine yer vererek ona olan sevgimi bir kez daha duyuracağım. Hayatta en zor
şeyin artık gerçek bir dost bulmak olduğunu düşünüyorum. Maalesef iyi bir
dostumu ben çok erken kaybettim. Her çıkarttığım kitabım, inanıyorum ki onun
bana güveninin ve ona olan sevgimin temsili olacaktır.
5) Yazmak isteyenlere önerileriniz
nelerdir?
- En başta kendilerine, hikâyelerine güvensinler.
Tabii ki ilk eser kusursuz olmayacaktır. Ben şu anda ilk kitabımı tekrar
yazacak olsam muhakkak birçok yerini değiştirirdim. Ama bu o kitabımın
başarısız olduğu anlamına gelmiyor. Bir kitapta bence anlatılmak istenen duygu
okuyucuya yansıyorsa, o kitap başarılıdır. Eleştirilerin yapıcı olanlarını
dikkate alsınlar. Kırıcı, yıldırıcı olan söylemler olabilir. Bunları kulak
arkası etsinler. Çok fazla okusunlar. Okudukça ve yazdıkça insanın kalemi
gelişir. Ayrıca gelecek nesilleri etkilediklerini düşünerek, değerlerimize
sahip çıkarak yazsınlar. Kötü söz, kötü alışkanlık kazandıracak olaylara yer
vermesinler ya da özendirmesinler. Özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize iyi
örnek olmak ilk hedefimiz olsun.
Her Kitap İnsanı Ölümsüzleştirir: Yazar Tuğba Cüez Gündoğan ile Röportaj
6) Kitaplarınızda kendinizle ilgili
(yaşantınız ile ilgili) bilgiler oluyor mu?
- Her kitabımda kendimden küçük bir parça muhakkak yer
veririm. Bu bir olay olur, bir karaktere verdiğim özellik olur ya da benim
yapamadığım bir hayal olur. Beni çok iyi tanıyanlar zaten kitabı okuduklarında
bu detayı yakalarlar. Bu şekilde ölümsüzleştiğime inanırım.
7) Kitaplarınızın isimleri. Kitaplar
dışında başka nerelerde (Dergi, gazete, site) yazıyorsunuz?
- Basılmış olan iki romanım var: Umut Ektim ve “Son”suz.
Web sitemde yayınladığım e-kitaplarım da var: Suçlu, Masal Kız, Arızam, Şaka
Gibi Hesaplaşma. Ayrıca web sitemde blog köşemde de yazıyorum. İki tane de
antoloji dizinde yayınlanan hikayelerim var: Umut ve Beyaz. Yayınlamadığım
“Durugörüm” adında bir romanım daha var. Şu anda da “Son”suz kitabımın devamı
olarak ikincisini yazıyorum.
8) Kendiniz hakkında kısaca bilgi verir
misiniz?
- 1980 İzmir doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliğinden mezun olduktan sonra Dokuz Eylül
Üniversitesi Fen Bilimleri Öğretiminde yüksek lisans yaptım. Yüksek lisans
yaparken özel okulda çalıştım. İzmir’e atamam olunca devlet okullarında Fen
Bilgisi öğretmeni olarak çalışmaya başladım. Şu anda Şehit Polis Mehmet Çelik
Ortaokulunda Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Evliyim. Fatih Mehmet
adında 13 yaşında bir oğlum; Tulu Nur adında 7 yaşında bir kızım var. Kısacası
ailem, akrabalarım ve dostlarım ile kitaplarla zenginleştirmeye çalıştığım
küçük, samimi, huzurlu bir hayatım var.
Yazarın Sitesi: www.okumaksart.com
Yorumlar
Yorum Gönder